ÖZET
Bu makale; İbn Haldun’un asabiyet, mülk ve hanedan kavramlarını tahlil birimleri olarak kullanıp Michel Houellebecq‘in Teslimiyet romanındaki karşılıklarını tespit etmektedir. Makalenin amacı; Müslüman Akdenizli bir düşünürün kullandığı kavramların günümüzde beyaz Akdenizli bir yazarın romanlarında ne kadar geçerli olduğunu inceleyip Beyaz Avrupa‘yı taşralaştırırken bir yandan da sürekliliklere dikkat çekmektir. Bu bakımdan kullanılan yöntem, karşılaştırmalı edebiyat olarak nitelendirilebilir. Makale, İbn Haldun’un asabiyet, mülk, hanedan kavramlarını merkeze almakla beraber Kuzey Avrupa’nın taşralaştırılmasını Dipesh Chakrabarty, Akdeniz’deki alışverişleri de Fernand Braudel’in kavramsal desteğiyle inceler. Houellebecq yazınının tümünde Akdeniz’i yabancı unsurların giriş yaptığı tekinsiz bir sınır olarak kurgular. Teslimiyet’te Akdeniz’den gelen yabancı unsur Müslümandır ve Müslüman bir aday Fransa’da devlet başkanı olur. Romanın anlatıcısı François Fransa’nın bu ‘çöküş’ünü ve kültürel intiharını beyaz sınıflar arasındaki dayanışma eksikliğine, beyazların Mağripli göçmenlerin kültürünü benimsemedeki gönüllülüklerine bağlar ve başa geçecek Mağrip kökenlilerin yakında beyaz Fransızların düştüğü aynı hatalara düşeceğinin sinyallerinden bahseder. Houellebecq’in anlatıcı üzerinden okurla paylaştığı tüm bu gözlemler İbn Haldun’un Mukaddime’sindeki döngüsel sosyal hareketlerin devinimleriyle örtüşmektedir.