ÖZET
Tarihyazımına ve tarihiliğe “kendi-merkez” ağırlıklı ve “çokkültürlülük” yaklaşımları ile katılan Çağdaş söylemlerin incelenmesine dayalı bu çalışma, Avrupamerkezci ideolojilerin yaygınlaşmasına karşı Amerikan Akademisinde 1980’lerde güçlü bir alternatif geliştiren Afrikamerkezci felsefenin doğuşunu ve getirdiği önemli evreleri analiz etmeyi amaçlamaktadır. Avrupamerkezci üşünce ve Batılı etimolojilerin savunduğu evrensellik ve tarihte öngelinilirlik iddialarının çürütülmesi onusunda Afrosentrik (Afrocenticity) felsefe insanlık ve medeniyet tarihinin başlangıcınadir farklı bir bakış açısı sunmayı hedefler. Birleşik Devletlerde İnsan Hak ve Hürriyetleri hareketi sonrası ortaya çıkan Siyah Güç ve Siyah Sanatlar Hareketlerinin bir sonucu olarak üniversitelerde Siyah Etütleri departmanları ve programları kurulmuş, böylece Afrosentrik düşünce özgürce tartışılmaya başlanmıştır. Bu düşünce şekli 11 Eylül 2001 sonrasında Orta Doğu, Kuzey Afrika,Asya ve Uzak Doğu ekseninin Batı’ya karşı güçlenmesinde özellikle etkili olurken tüm dünyada yaygınlaşan çatışma karşıtı söylemlerin kabul görmesini ve insan haklarının ivedilikle savunulması yolunda kültürel farklılık düşüncesine öncelik verilmesini sağlamıştır.