ÖZET
Bu makalenin amacı, ön yargı ve tarihsellik kavramlarının bir soykırım filmi yönetmeninin yaşadığı zaman dilimi ile olan yakın ilişkisi üzerinde durmaktır. Zira kişinin zamansallığı, Holocaust gibi bir tarihsel olaya yönelik verdiği/vereceği sanatsal tepkisini kaçınılmaz olarak şekillendirir. Bu minvalde, bir olayın zamanı temel alınarak insanların şu şekilde sınıflandırılması düşünülebilir: Kurbanlar ve hayatta kalanlar, hayatta kalmış olanların soykırımdan sonra doğan çocukları, olaya ve hayatta kalanlara şahit olan diğer insanlar ve soykırımdan sonra doğanlar. Bu şekliyle, makalenin ana argümanına göre film yönetmeninin yaşadığı zaman dilimi, kendi ön yargılarının oluşumu ve Holocaust’a tarihsel bir vaka olarak yaklaşımı bağlamında, çalışmasını değerlendirebileceğimiz kıstaslardan biri olacaktır. Ancak dikkat edilmelidir ki bu çalışma, herhangi bir kategorideki yönetmenlerin filmlerinin Holocoust’u tasvir ve temsil etmesi bakımından diğer kategorilerdeki filmlerden daha iyi olduğunu iddia etmeyecektir. Aksine yönetmenlerin kendi tecrübelerini hikâyeleştirmek ya da olayın önemine işaret etmek istediklerinde iki aşamalı bir dilsel boşluğun açığa çıktığına değinilecektir.