ÖZET
Obezite ‘salgınına’ yönelik -damgalama yaratma potansiyeli taşıyan- önleme politikaları yaygınlaşırken kimileri, obezitenin damgalanmasının obeziteli bireyleri kilo vermeye teşvik edeceğini ileri sürmektedirler. Diğer yandan obeziteli bireyleri damgalamanın olumsuz getirileri konusundaki araştırma literatürü giderek büyümektedir. Dolayısıyla bu makalenin birinci bölümünün amacı; ‘obeziteli bireylerin damgalanmasının sağlık yararları getirebileceği’ mitini literatür bilgilerini kullanmak suretiyle sorgulamak ve konuyu, damgalamanın olumsuz getirileri ve insan hakları ile bağlantılandırarak tartışmaktır. Çalışmanın ikinci bölümünde, “damgalayıcı kampanyaların yararına inanmak” ile “GAMS-27 Obezite Ön Yargı Ölçeği’nden” alınacak puanlar arasındaki ilişkinin araştırılması hedeflenerek veri toplanmıştır. Damgalamanın yararına inandığını bildiren grup ön yargı ölçek puanları açısından inanmayanlara göre daha yüksek ortalamalarla farklılaşmıştır. Tüm örneklemin genel ortalamasının 86.93 oluşu, obeziteye yönelik damgalayıcı tutumların oldukça yüksek düzeyde olduğunu ileri süren literatürle uyum içindedir. Obeziteye yönelik müdahale planlamalarında beden biçim ve ağırlığını öne çıkarmaktan çok fizyolojik, psikolojik ve sosyal alanlarda tam bir sağlık halini vurgulayan politikalara ihtiyaç olduğu açıktır. Sonuç olarak alan yazın ve bulguların miti desteklemediği açıkça görülmektedir.