ÖZET
Bu makalede sınırsız genişleme eğilimi gösteren gündelik teknoloji, modern insanın doğum öncesinden başlayarak ölümüne uzanan güncel pratikleri bağlamında ele alınmaktadır. Bu amaçla popüler bilim kurgu dizisi olan Black Mirror’ın Arkangel, Hemen Döneceğim ve San Junipero epizotları üzerinden teknolojinin yaşama ve ölüme nasıl müdahale ettiği irdelenmektedir. Çalışmada dizinin teknik analizi göz ardı edilmeden ama esas olarak anlatılarda belirginleşen güncel sosyal ve beşerî açmazlar öne çıkarılmaktadır. Bu açıdan bedeni yeniden formatlayan gen eksenli tıbbi çalışmalar, dijital kontrol ve gözetime yeni bir boyut katan akıllı ve sentetik teknolojiler, ölüme ve ölümsüzlüğe dair ortaya atılan çağdaş tıbbi ve teknobilimsel varsayımlar tartışılmaktadır. Makalenin teorik çerçevesini Jean Baudrillard, David Le Breton ve Byung Chul Han gibi toplumsal yapı ve ilişkilerdeki değişimin ağırlıkla teknolojinin güdümünde gerçekleştiğini düşünen ve bu önü alınmaz gidişata eleştirel yaklaşan teorisyenler oluşturmaktadır. Araştırmanın ana çıkarımına göre bedenin her noktasına inebilen teknolojiler, artık günlük yaşamın yalnızca konfor ve kolaylık eklentileri olmaktan çıkmakta ve insanın yazgısına eklemlenerek var olma ile yok olma arasındaki hemen tüm ontolojik süreçleri etkilemektedir. Bu, ölüme karşı yürütülen endüstriyel girişimleri de içine almakta ve ivlendirmektedir. Ne var ki söz konusu küresel trend, acı ve ölüm gibi esasında yaşamı kıymetli yapan insanlık hâllerinden mahrum kalan fSetmodern karakterler için aynı zamanda “doğal”ın ve “gerçek”in de yitimidir.