ÖZET
İslamcılığın sonu veya post-İslamcılık iddiaları, 1990’ların başından beri İslamcılığın en popüler yorumu oldu. Bu yorumlar bir yandan İslamcılık çalışmalarının temel araçlarını sağlarken diğer yandan da öne sürülen her alternatif İslamcılık okumasının ilk muhatabını da oluşturdu. Ancak otuz yıl sonra bile her fırsatta post İslamcılardan ziyade İslamcıların sonunu ilan etmeleri, bu iddiaların İslamcılığı yorumlamadaki başarısızlığını göstermektedir. İslamcılığın daha derin ve kapsamlı bir okumasının imkânlarını sorgulamayı ve sunmayı amaçlayan bu makale, öncelikle Asef Bayat’ın ve büyük ölçüde de Olivier Roy’un kavramsallaştırmaları üzerinden bu iddiaları sunmakta ardından da değerlendirmektedir. Bu değerlendirme, bahsedilen iddiaların, varolanşeyler, kurallar, gelenekler, düzenlemeler ve kurumlar gibi ontik (siyaset) şeylere odaklanarak varoluş koşullarını ve anlaşılabilirliği ilgilendiren ontolojik (politik) olanı unuttuğunu iddia etmektedir. Son olarak bu unutuluşu literatürün ana sorunu olarak belirleyen makale, Salman Sayyid’in İslamcılık kavramsallaştırmasını Heidegger ile diyaloğa sokarak ontolojik (politik) bir çalışma için araçlar önermektedir. Bu anlamda makale, bir deneyim olarak İslamcılığın analizini sunmaktan ziyade böyle bir analizin çerçevesini geliştirmeye çalışmaktadır.